Yapay zekanın gelecekte oluşturabileceği sorunlar

Yapay zekanın gelecekte oluşturabileceği sorunlar

Bu haftaki makalemi yapay zekanın gelecekte ne gibi sorunlar oluşturacağına dair hazırlarken böyle bir konferansın dek gelmesi de çok güzel oldu. Av. Onur Küçük ‘ün Teknoloji Liderleri Zirvesindeki konuşmasınıda sizlere paylaşmak istedim.

Yapay zeka, insan işlerini elinden alacak mı?

Yapay zeka, bazı işleri insanlardan daha iyi yapabilir hale gelmektedir. Özellikle, veri analizi, sınıflandırma, tahminleme, hatta bazı türleriyle yaratıcılık gibi alanlarda insanların yapabileceğinden daha hızlı ve daha doğru sonuçlar üretebilir. Bu nedenle, bazı işlerde insanların yerine geçebilirler.

Ancak, yapay zeka henüz insanların yerini tamamen alacak seviyede değildir. Bazı işlerde, insan dokunuşu, empati ve yaratıcılık gibi özellikler hala önemlidir. Ayrıca, bazı mesleklerde insana özgü beceriler gerektiren işler de vardır. Örneğin, öğretmenlik, doktorluk, avukatlık gibi mesleklerde insanlar arasındaki etkileşim önemlidir ve bu tür işlerde insanlar yerini tamamen yapay zekaya bırakmayacaklardır.

Özetle, yapay zeka, bazı işlerde insanları destekleyebilir ve bazı işlerde insanların yerini tamamen alabilir ancak insanların yerine geçmek için henüz yeterince gelişmiş değillerdir. Ancak gelecekte yapay zekanın daha da gelişmesiyle, bu durum değişebilir ve insanlar için yeni iş alanları yaratmak gerekebilir.

  • Yapay zekanın toplumsal eşitsizlikleri artırması mümkün mü?

Evet, yapay zeka toplumsal eşitsizlikleri artırabilir. Yapay zeka sistemleri, insanlar tarafından programlandığı için, programlayanların kendi önyargılarını, kültürel ve toplumsal ön yargılarını yansıtabilir. Bu durum, özellikle yapay zeka sistemleri insanların yaşamlarının önemli alanlarında kullanıldığında, yani istihdam, eğitim, sağlık hizmetleri, hukuk ve ceza sistemleri gibi alanlarda önemli sonuçlara neden olabilir.

Örneğin, eğitimde kullanılan yapay zeka sistemleri, öğrencilerin başarılarına dayalı olarak öğretmenlere önerilerde bulunabilir. Ancak bu öneriler, öğrencilerin toplumsal ve ekonomik durumlarına, kültürel farklılıklarına ve öğrenme engellerine uygun olarak ayarlanmadığı takdirde, öğrenciler arasındaki eşitsizlikleri artırabilir.

Benzer şekilde, istihdamda kullanılan yapay zeka sistemleri, adayların önyargılar nedeniyle dışlanmasına veya ayrımcılığa neden olabilir. Örneğin, cinsiyet, etnik köken, yaş ve diğer faktörlere dayalı olarak adayları eleme eğiliminde olabilir.

Sonuç olarak, yapay zeka sistemi tasarımında önyargıları ortadan kaldırmak ve eşitlik sağlamak için çeşitli yöntemler geliştirilmelidir. Bunun için, önyargılı veri toplama ve işleme, yapay zeka sistemlerinde çeşitlilik yaratma, açık ve şeffaf algoritmaların kullanımı ve insan haklarına uygunluğun kontrol edilmesi gibi birçok yöntem geliştirilmiştir.

  • Yapay zeka silahları, savaşları daha ölümcül hale getiriyor mu?

Yapay zeka silahları, savaşları daha ölümcül hale getirebilir. Bu tür silahlar, insanların doğrudan müdahalesi olmadan hedefleri tanıyabilir ve ateş edebilir. Bu durum, hedeflerin daha hızlı ve daha doğru bir şekilde vurulmasına neden olabilir.

Bununla birlikte, yapay zeka silahlarının kullanımı konusunda endişeler de bulunmaktadır. Örneğin, bu silahların yanlış hedefleri vurması veya yanlış tanımlamalar yapması durumunda sivillerin zarar görebilir. Ayrıca, yapay zeka silahlarının hedefleri tanımlama ve ateş etme konusundaki bağımsızlığı, insan karar sürecinin ortadan kalkmasına neden olabilir.

Bu nedenle, yapay zeka silahlarının kullanımı konusunda dikkatli olunması ve etik kurallara uygun bir şekilde kullanılması önemlidir. Bu silahların geliştirilmesi, kullanımı ve kontrol edilmesi konusunda uluslararası standartlar ve düzenlemeler oluşturulması da gereklidir.

Yapay zeka, insanların özel hayatını ihlal etme riski nedir?
Bazı durumlarda insanların özel hayatını yapay zeka ihlal edebilir. Örneğin, kişisel verilerin toplanması, analiz edilmesi ve saklanması gibi işlemler yapay zeka algoritmaları tarafından gerçekleştiriliyor, bu veriler arasında, kişisel iletişim, konum, sağlık durumu, finansal bilgiler ve diğer özel bilgiler yer alıyor.
Özellikle yapay zeka uygulamalarının kötüye kullanıldığı veya kötü niyetli amaçlar için kullanıldığı durumlarda ciddi endişe vericidir. Bu tür durumlarda, kişilerin özel hayatları ihlal edilerek, kişisel bilgilerinin kullanımı ve saklanması konusunda güvenlik riskleri oluşmaktadır.
Ancak, yapay zeka uygulamaları aynı zamanda özel hayatı korumak için de kullanılabilir. Örneğin, kişisel verilerin güvenliği konusunda algoritmalar geliştirilebilir veya yapay zeka teknolojisi, kişisel bilgilerin doğru ve etik bir şekilde kullanılmasını sağlamak için denetlenebilir.
Bu nedenle, yapay zeka teknolojisi geliştirilirken, özel hayatın korunması da göz önünde bulundurulmalı ve etik kurallara uygun bir şekilde kullanılmalıdır. Yapay zeka teknolojisi geliştiricileri, kişisel bilgilerin toplanması, analizi ve kullanımı konusunda şeffaf olmalı ve bu konuda gerekli önlemleri alarak, kullanıcıların güvenliğini sağlamalıdır.

Yapay zeka teknolojisinin hukuki ve etik sorunlarını inceleyecek olursak eğer;
Yapay zeka teknolojisi, bazı kararların otomatik olarak alabilir ve bu kararlara itiraz edilemez olabilir. Aynı zamanda sürekli kendini geliştiren yapan zekalar, kendi karar alma mekkanızmaları sayesinde, insanlık aleyhine kararlar alabilir ve uygulayabilirler. Yapay zeka teknolojisi, bazı durumlarda hatalı kararlar alabilir ve bu durum, sorumluluğun kimde olduğu konusunda sorunlar oluşur.
Yapay zeka uygulamaları, kişisel verilerin toplanması, analizi ve saklanması gibi işlemleri gerçekleştirdiği için, özel hayatın korunması konusunda ciddi sorunlar yaşanacaktır.
Yapay zeka teknolojisi, bazı işleri otomatikleştirebilir ve bu durum, insanların işlerini kaybetmesine neden olarak işsizliğin artmasına sebep olur. Belli gurupların denetiminde olan yapay zeka toplumda Adaletsiz kararların alınmasına sebep olabilir ve toplumsal eşitsizlikleri artmasına sebep olur. Yapay zeka uygulamalarının kullanımı, siber saldırılar ve diğer güvenlik tehditleri için bir hedef haline gelebilir, bu sayede büyük güvenlik açıkları doğar.

Her durumda yapay zeka, insanlara karşı tehdit oluşturmaktadır ve yüksek ihtimalle oluşturacakta. Bu sebeplerden dolayı, yapay zeka teknolojisi geliştirilirken, etik ve hukuki sorunlar da göz önünde bulundurulma, kullanımı konusunda uluslararası standartlar ve düzenlemeler oluşturulması, etik kurallara uygun bir şekilde şeffaf kullanılması ve kullanıcıların haklarının korunması gerekmektedir.

  • Yapay zeka işsizliği artırabilir mi?

Yapay zeka işsizliği artırabilir ya da azaltabilir, bu tamamen uygulamalarının ve kullanımının nasıl yapıldığına bağlıdır.

Yapay zeka, birçok sektörde insanların yerine görevleri yerine getirebilir. Örneğin, yapay zeka robotları üretim hatlarında işçilerin yerine geçebilir, müşteri hizmetleri işlerinde konuşma tanıma yazılımları insan müşteri temsilcilerinin yerini alabilir. Bu tür işlerin yerine yapay zeka kullanımı, işsizliği artırabilir.

Ancak, yapay zeka da işlerin daha verimli hale getirilmesine yardımcı olabilir ve yeni işlerin ortaya çıkmasına da yol açabilir. Örneğin, yapay zeka destekli tıbbi teşhis sistemleri daha doğru ve hızlı teşhisler yapabilir ve böylece sağlık sektöründe yeni işlerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, yapay zeka işsizliği artırabilir ya da azaltabilir, ancak bu tamamen uygulamanın nasıl yapıldığına bağlıdır. İnsanların bu teknolojilerin kullanımı için gerekli becerileri öğrenmeleri ve kendilerini bu alanlarda geliştirmeleri de önemlidir.

  • Yapay zeka, insanların sağlık verilerini kötüye kullanabilir mi?

Yapay zeka, insanların sağlık verilerini kötüye kullanabilir, ancak bu durumun gerçekleşmesi için öncelikle veri gizliliği ve güvenliği ihlalleri yaşanması gerekir. Yapay zeka, sağlık verilerini analiz etmek ve hastalıkları teşhis etmek, tedavi planları oluşturmak ve ilaçların etkililiğini test etmek gibi birçok alanda kullanılmaktadır.

Ancak, insanların sağlık verilerinin kötüye kullanılması, özellikle de kişisel sağlık bilgilerinin çalınması, kullanımı ve dağıtımı konusunda ciddi endişeler vardır. Bu nedenle, sağlık verilerinin korunması için sıkı güvenlik protokolleri oluşturulması gerekmektedir.

Ayrıca, yapay zeka kullanımı konusunda da etik kurallara uyulması önemlidir. Bu kurallar, verilerin kullanımı, depolanması ve paylaşılması ile ilgili sorunları ele alır ve özel sağlık verilerinin kötüye kullanılmasını engellemeye yardımcı olur. Kurumlar, yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesi ve kullanımı konusunda güvenliği sağlamak için uygun güvenlik tedbirleri almalı ve etik kurallara uygun hareket etmelidir.

Yapay zeka insanlara karşı tehdit oluşturabilir. Ancak, bu tehditlerin boyutu ve ciddiyeti uygulamalarının ve kullanım alanlarının nasıl yapıldığına bağlıdır. Yapay zeka, herhangi bir teknoloji gibi, olası riskleri ve yararları bulunmaktadır.

Örneğin, özerk silahlar için kullanılan yapay zeka teknolojileri, sivilleri hedef alabilecek ve insan yaşamına ciddi zararlar verebilecek potansiyel taşırlar. Benzer şekilde, yapay zeka tarafından yönetilen finansal işlemler, hatalar veya kötü amaçlı kullanım nedeniyle insanların maddi zarar görmesine neden olabilir.

Ayrıca, yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesi ve kullanımı sırasında etik sorunlar da ortaya çıkabilir. Örneğin, yapay zeka algoritmalarının ayrımcılık yapması, insanların özel hayatının gizliliği ihlal edilmesi veya öngörülemeyen sonuçlar doğurması gibi sorunlar oluşabilir.

  • Yapay zeka, insanların yaratıcılığına engel olabilir mi?

Yapay zeka, insanların yaratıcılığına engel olmaz, aksine onu destekleyebilir. Yapay zeka, insanlar için zor veya zaman alıcı olan görevleri yerine getirerek zaman kazandırabilir ve insanların daha fazla yaratıcı olmalarına olanak tanıyabilir.

Örneğin, bir ressam yapay zeka destekli bir araç kullanarak karmaşık hesaplamalar yapmak yerine daha hızlı bir şekilde resim yapabilir. Benzer şekilde, bir yazar yapay zeka destekli bir yazılım kullanarak kelime önerileri ve düzenlemeleri alarak yazma sürecini hızlandırabilir ve daha yaratıcı hale gelebilir.

Yapay zeka ayrıca, insanların daha önce hiç olmadığı kadar verimli bir şekilde işbirliği yapmasına olanak tanıyabilir. Örneğin, bir grup sanatçı bir yapay zeka destekli araç kullanarak birlikte sanat eserleri yaratabilir.

Sonuç olarak, yapay zeka insanların yaratıcılığını artırmak için bir araç olarak kullanılabilir. Ancak, insanlar yaratıcılık sürecini tamamen yapay zekaya bırakmamalıdırlar, çünkü yaratıcılık ve insana özgü düşünme yeteneği hala insan beyninin özelliğidir.

  • Yapay zeka, insanların karar alma yeteneğini azaltabilir mi?

Yapay zeka, insanların karar alma yeteneğini azaltması beklenmeyen bir sonuçtur. Yapay zeka, insanların karar vermesine yardımcı olabilir ve karar verme sürecini hızlandırabilir. Ancak, yapay zeka uygulamaları her zaman doğru veya tamamen güvenilir olmayabilir, bu nedenle insanların yapay zekanın sağladığı sonuçları doğru bir şekilde yorumlamaları gerekebilir.

Örneğin, bir sağlık çalışanı bir yapay zeka modelini kullanarak bir hastanın teşhisini koymaya yardımcı olabilir. Ancak, yapay zeka modeli her zaman doğru olmayabilir ve yanıltıcı sonuçlar verebilir. Bu nedenle, insan sağlık çalışanları, yapay zeka tarafından sunulan sonuçları analiz etmeli ve kararlarını yapay zeka sonuçlarına dayandırmadan önce doğrulamalıdır.

Ayrıca, insanların yapay zeka tarafından sunulan sonuçları anlamalarına yardımcı olan veri bilimi, istatistik ve diğer alanlardaki becerilerini geliştirmeleri de önemlidir. Bu sayede, insanlar yapay zeka sonuçlarını daha iyi anlayabilirler ve daha doğru kararlar alabilirler.

Sonuç olarak, yapay zeka, insanların karar alma yeteneğini azaltması beklenmeyen bir sonuçtur. Ancak, insanların yapay zeka uygulamalarını anlamaları ve doğru bir şekilde yorumlamaları önemlidir.

Yapay Zeka Devrimi: Yasal Düzenlemeler Ayak Uydurmada Zorlanıyor

KP Law Kurucu Ortağı Av. Onur Küçük Türkiye’nin teknoloji alanındaki önemli karar alıcılarını ve düşünce önderlerini bir araya getiren Teknoloji Liderleri Zirvesi’ne katıldı. Küçük, İş dünyasının bugünü ve geleceğinin “Resillience Reset” temasıyla tartışıldığı zirvede döngüsel ekonomiye geçiş sürecinin kurumsal yapılara yansımaları ve yapay zekanın sürdürülebilirlik uygulamalarındaki yasal etkilerine dair görüşlerini paylaştı. Sürdürülebilirlik, teknoloji ve yapay zeka çerçevesinde hukuki süreci değerlendiren Küçük ”Sürdürülebilirliğe döngüsel ekonomi gözüyle bakmak gerekecek. Bu konuda çevresel sorunların ötesine geçen bütüncül bir görüşe sahip olunması, uygulama ve prosedürlerin düzenlenmesi gerekiyor.” dedi.

KP Law Kurucu Ortağı Avukat Onur Küçük Teknoloji Liderleri Zirvesi 2023″Döngüsel Ekonomiye Teknoloji ile Sektörel Bakış” oturumunda; W-tech Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney’in moderatörlüğünde; Defacto Online Genel Müdürü Önder Şenol, Teknolojide Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü Işıl Hasdemir ve Logo Grup CTO’su İsmail Duran ile birlikte konuşmacı olarak yer aldı. Data Expert’in katkıları ve BMI Business School’un organizasyonuyla bu yıl ilk kez gerçekleştirilen zirvede iş dünyasının bugünü ve geleceği “Resillience Reset” temasıyla tartışıldı.

Konuşmasında döngüsel ekonominin temelinde gelişmekte olan bir kültür meselesi olduğunu vurgulayan KP Law Kurucu Ortağı Av. Onur Küçük, “Tüketim ne pahasına olursa olsun sınırsızca tüketimden geldiğimiz noktada ESG( Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) ile beraber hem sosyal çevremize, hem çalışanlarımıza, doğal çevremize özetle dünyaya faydalı olma fikri hakim. Bu bir kültü meselesi fakat kültürün yerleşmesi için kanunlarla sınırlamaya ihtiyaç var.” dedi.

Yapay zeka çağında sorumluluk, veri yönetimi, fikri mülkiyet konuları önem kazanacak

Yapay zekanın sürdürülebilirlik alanına yasal etkilerinin çok sayıda ve karmaşık olduğunu belirten KP Law Kurucu Ortağı Av. Onur Küçük, “Hukuki açıdan bu konuya 4 başlık altında değerlendiriyoruz; sorumluluk, veri yönetimi, fikri mülkiyet, ve düzenleme ihtiyacı. Yapay zekanın sorumluluğuna ilişkin bazı sorular doğuyor ve bu konu bizi çok ilgilendiriyor. Yapay zekanın ürettiği bir ürünün sorumluluğu kime ait olacak. Örneğin yapay zekanın ürettiği bir otonom araç hata yaptığında tasarlayan mı, üreten mi sorumlu olacak. Bu soruların cevabı henüz dünya ölçeğinde baktığımızda da tam olarak netleşmiş değil.”

Dikkate alınması gereken ikinci önemli konunun da verinin gizliliği olduğunu belirten KP Law Kurucu Ortağı Av. Onur Küçük, “Yapay zeka çok büyük miktarda datadan veriye erişiyor. Dolayısıyla verinin gizliliği ve sahipliği konusu gündeme geliyor. Her yapay zeka her veriye ulaşabilmeli mi, sınırlandırılacaksa otoritesinin kim olacağı gibi konuların netleştirilmesi gerekiyor.” dedi.

Teknolojik gelişmesi ile birlikte fikri mülkiyetin çok önemli bir konu haline geldiğinin altını çizen KP Law Kurucu Ortağı Av. Onur Küçük, “Yapay zekâ algoritmaları ve uygulamaları genellikle patentler ve telif hakları gibi fikri mülkiyet haklarıyla korunuyor. Yapay zekâ sürdürülebilirlik alanında daha yaygın hale geldikçe fikri mülkiyet haklarına kimin sahip olacağına dikkat edilmesi gerekecek.” dedi.

Yapay zeka doğası gereği etikle çelişiyor

Yapay zekânın hızla gelişen bir teknoloji olması ve mevcut düzenlemelerin sürdürülebilirlik alanına getirdiği zorlukları ele almak için yeterli olmayabileceğini belirten Küçük, ”Sürdürülebilirlikte yapay zekâ uygulamalarının güvenli, şeffaf ve hesap verebilir olmasını sağlamak için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulabilir. Ayrıca, sürdürülebilirlik konularının küresel doğası göz önüne alındığında, yapay zeka uygulamalarının sınırlar ötesinde geliştirilmesi ve kullanılması muhtemeldir. Bu, sürdürülebilirlik alanında yapay zeka kullanımını düzenlemek için farklı yasal sistemlerin birlikte nasıl çalışabileceğine ilişkin konuların ele alınması gerekiyor.” dedi.

Yapay zekâ sistemlerinin doğası gereği etik veya ahlaki olmadığını belirten Küçük, etiği kontrol edecek olanın kim olacağı konusunun belirsizliğini koruduğunu söyledi. Yapay zekanın sürdürülebilirlik alanında kullanıldığı alanlarda, yapay zekanın etik ve hukuk ilkeleri çerçevesinde tutarlı bir şekilde kullanılmasını sağlamak için zorunlu bazı yasal çerçevelerin yürürlükte olması gerektiğini vurguladı.

Gelecekte tam teknoloji ile donanmış hukuk insanlarına ihtiyaç olacak

Kod yazım süreçlerini yapay zeka gerçekleştirdiği takdirde bu alanda çalışan hukukçuların yapay zekanın nasıl öğrendiği ve kod ürettiği de dahil olmak üzere nasıl çalıştığına dair temel bir anlayışa sahip olması gerektiğine dikkat çeken Küçük “Yapay zekâ tarafından üretilen kodu kullanmanın yasal sonuçlarını değerlendirecek olan hukukçuları, güçlü analitik becerilere sahip olmaları, potansiyel yasal riskleri tanımlayabilmeleri ve bunları minimuma indirmek için stratejiler geliştirebilmeleri gerekir. Gelecekte tam teknoloji ile donanmış hukuk insanlarına ihtiyaç olacak” dedi.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık